BİZE ULAŞIN (0533) 335 34 48
BİZE ULAŞIN (0533) 335 34 48
BİZE ULAŞIN (0533) 335 34 48
BİZE ULAŞIN (0533) 335 34 48

Beşiktaş Moloz hattı Moloz Alımı Moloz Atımı İstanbul

Yıkım Kırım İşleri Ekibi®

Moloz Hattı Moloz Atım Moloz Alımı®

(0533) 335 34 48

WhatsApp Hattı

Beşiktaş Moloz

İstanbul Beşiktaş Moloz Hattı Alo Moloz Alımı İletişim Numaraları Moloz Alımı Ücretli Moloz Atımı Hafriyat Alımı Kaldırma Firması Fiyatları Çuvallı Moloz Alım

330px-Istanbul_location_Beşiktaş-moloz-hattı
Beşiktaş Moloz

Beşiktaş İlçesi Alo Moloz

İstanbul Büyükşehir Beşiktaş ilçesi moloz konusunda görevli birçok firma ile hareket eder. Kurumumuz da sistemli şekilde Beşiktaş İlçesi Alo Moloz atma hizmeti vermektedir.

Moloz Nedir?

Basit bir şekilde moloz tanımı yapılırsa, yapı kırıntısı olarak belirtilebilir. Çünkü yapıları oluşturan malzemelerin döküntü haline gelmesi durumunda bu oluşum moloz olacaktır.  Bazı tadilat alanlarında, dekorasyon yapılan iş yerlerinde, daire içinde yıkım olan yerlerde, yıkılan binalarda bu görülebilir. Molozun içerisinde bulunan maddeler değişken niteliğe sahiptir. Çünkü teknik açıdan binaları oluşturan malzemeler değişebilir. Bazı binalar betondan yapılmışken bazıları daha değişik malzemeden üretilmiş olabilir.

Molozlar Neden Problemdir?

Bir alandaki moloz, farklı açılardan ele alındığı zaman sorunlara neden olduğu için yasal yaptırımları barındırmaktadır. Verebileceği zararlar çevreye, insana, diğer canlılara olabilir. Yani sadece görüntü açısından değil diğer açılardan da bir değerlendirme yapıldığı zaman moloz atma işlemi önem kazanır. Örneğin demir olan bir moloz yığını, cam gibi keskin maddeler zararlı olabilir. Tozun kalkması ve nefes alırken solunması, kaldırımlarda geçiş alanlarını kapatması da diğer yerlere olumsuz etkidir. Bunun dışında çöp alanı olarak görülerek diğer kişilerin çöp atmasına neden olabilir. Yani molozlar çöp birikintisi ile karıştırılabildiği için sorun da çıkabilir.

Molozlardan Kim Sorumlu?

Bir şehrin belediyesi, moloz yığınlarının kontrol edilmesinden sorumludur.  İstanbul için de aynı şekilde ilçe belediyeleri görevlendirilmiştir. Firmamız da moloz kaldırma işlemlerini yapan bağlantılı çalışan bir kurumdur. Yasal düzenlemeleri ve uygulamadaki prensipleri takip ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

İstanbul’da Moloz Sorunu Nasıl Biter?

İstanbul, nüfus ve bina sayısı açısından en kalabalık şehir olması nedeniyle, yapı ile ilgili konularda da sorunlara sık rastlanan bir kenttir. Moloz alımı ve atması konusunda yeterli bilince sahip olmayan kişi ve kurumlar, başkalarının yaşam alanlarına dikkatsiz şekilde zarar verebilmektedir. Bu durumların yok olması için öncelikle insanların bencillikten uzaklaşması gerekir. Bunun için de belediyelerin yaptığı çalışmalar çok etkili olacaktır.

İnsanların yaşam alanlarına değer vermesi, önce belediyelerle başlar. Çünkü iş birliği içerisinde yaşama katkıda bulunmak için bu kuruma büyük bir sorumluluk düşmektedir. Ortak bir bilinç kazanıldığında aşamalı şekilde doğru uygulamalar yayılacaktır.

Beşiktaş İlçesi Alo Moloz

Aldırmak istediğiniz döküntüleri Beşiktaş İlçesi Alo Moloz ile çözebilirsiniz. Başvuru yaptığınızda uzman ekibimiz planlama ile hareket edecektir.

İstanbul İlçeleri Moloz Yığını Aldırma

İstanbul büyük ve çok kalabalık bir kent olduğu için binaların sayısı da çoktur ve birçok yerde moloz yığınlarını görebilirsiniz. Her ilçede bulunan belediye, moloz alma işleminden sorumludur ve çalışmaları farklı firmalarla yürütmektedir. Firmamız da bu anlaşma kapsamında işlemleri sürdüren kurumsal bir işletmedir. İş yerleri, gecekondular, apartmanlar gibi çok sayıda alanda başarılı sonuçlar alabilirsiniz.

Çuvallı Ve Çuvalsız Molozlar

Molozların çuvallı ve çuvalsız olması büyüklükle ve malzeme özelliği ile alakalıdır. Bazen de çuvallama işlemi isteğe göre yapılabilir. Bazı yerler derli toplu bir malzeme olması bakımından çuvallama işlemleri yapabilir. Bazı alanlarda da sonradan paketleme olabilir. Moloz alma işlemi esnasındaki duruma göre değişkenlik vardır.

Kentsel Dönüşüm Ve Molozlar  

Bazı alanlarda gecekondu yerleşim alanlarını bina halinde sistemli bir hale getirmek için kentsel dönüşüm yapılabilmektedir. Bu gibi durumlarda moloz yığınlarına sık şekilde rastlanır. Çünkü sıra halinde yıkma işlemi beraberinde moloz yığını oluşturacaktır. Tadilat olan alanlarda da yine kentsel dönüşüm işlemlerinde birikintiler olabil lir.

 Moloz Yığıntısındaki Zararlı Maddeler

Moloz yığıntısı içerisinde boya, alçı benzeri zararlı kimyasal maddeler olabilmektedir. Ayrıca demir, keskin maddeler de çevreye zarar verebilir. Molozların boyutları bina ve işlem türüne göre değişecektir. Bazı yerlerde düzgün molozlar varken bazılarında tam tersine dağınık ve karışık malzemeden oluşan maddeler görülür.  Her ne tür moloz olursa olsun, yasalar tarafından belirtilen yere dökülmesi gerekmektedir. İlçeler ile anlaşmalı firmamıza başvuru yaparak moloz döküm talebinde bulunabilirsiniz. Ekibimiz, gereken malzemelerle beraber sistemli şekilde çalışmalarını yürütecektir.

Yanlış Yere Moloz Dökme İle İlgili Yönetmelik

Yanlış alanlara moloz dökme cezası ile ilgili Hafriyat Toprağı İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği açıklama sunmuştur. Buna göre şu alanlara moloz dökülmemelidir:

    • Yeşil alanlar
    • Yol kenarları
    • Orman
    • Kaldırım kenarı
    • Çöp moloz dökülmemesi gereken alanlardır.

Bu alanlara döküm yaptığı tespit edilen kişi ve kurumlar, ÇŞB ile belediye tarafından cezai işleme tabi tutulabilir.

Beşiktaş tarih boyunca birçok adla anılmıştır. Bunun temel nedeni Osmanlı dönemine kadar sürekli bir yerleşim yeri niteliği kazanamamasıdır. Dolayısıyla zaman içinde çeşitli olaylara, buradaki önemli yapılara ya da anıtlara göre adlar almıştır. Çeşitli tarihçilere ve Beşiktaş’ın sakinleri arasında yaygın olan ve yazılı kaynaklarla da desteklenen bir teze göre Beşiktaş adının aslı Beştaş’dır; Barbaros Hayreddin Paşa’nın gemilerini bağlamak üzere diktirdiği beş taş direk anlamındaki “beştaş”tan bozularak bugünkü adını aldığı kabul edilir. Beşiktaş’ın adına ilişkin en ciddi incelemeyi yapan ordinaryüs tarihçi Mehmet Cavit Baysun ise eski kaynaklarda bu adın “Beşiktaşı” biçiminde geçtiğine dikkati çekerek Topkapısı’nın Topkapı’ya dönüşmesi gibi Beşiktaşı’nın da halk ağzında Beşiktaş’a dönüştüğünü savlar.[4] Beşiktaş’ın, Osmanlı öncesi dönemde, Kune Petro (taş beşik), İasonion, Sergion ya da Dafne (Defne) olarak adlandırıldığı iddia edilir. Ayrıca Beşiktaş’ın diğer bir eski adının çifte sütun anlamında Diplokionion olabileceği de ileri sürülmekle beraber çağdaş tarihçilere göre bu yakıştırma doğru değildir. Zira söz konusu çifte sütunu ünlü İtalyan gezgin Cristoforo Buondelmonti’nin 15. yüzyılda yaptığı İstanbul haritasında Galata surlarının dışında bir yerde resmettiğine dikkat edilirse, ille de Beşiktaş’ın Diplokionion olarak adlandırılmış olacağı anlamı çıkmaz. Merkezi ve çarşısının bulunduğu bölge, bazı Beşiktaşlılarca bugün dahi Köyiçi olarak anılır. Tarihçe Melling’e ait bir gravürde, Ortaköy’deki Hatice Sultan Sarayı (1819) Bizans döneminde (4.-15. yüzyıl) günümüz Beşiktaş’ının kıyıları şu üç önemli yapıyla tanınırdı: “Auaplus”ta (akıntıya karşı) bulunan Ayios Mihael Kilisesi, İmparatorların yazlık ikametgâhı olan Ayios Mamas saray kompleksi ve Fokas Manastırı. Bunlardan Ayios Mihael Kilisesi Konstantinopolis’in kurucusu olan I. Konstantin (305-337) döneminde inşa edilmişti ve Rum, Ermeni, Gürcü Hristiyan hacıların ziyaret ettiği çok ünlü bir hac merkeziydi. Beşiktaş bir yerleşim yeri kimliğini Osmanlı döneminde kazanmıştır. Bizans dönemi boyunca Boğaziçi özellikle Karadeniz’den gelen Gürcü yağmacıların akınlarına uğramış, bunların yarattığı tahribat ve saldıkları korku surdışı yerleşmelerin gelişmesini engellemiştir. Beşiktaş’ın Osmanlı döneminde bir yerleşim yeri kimliği kazanması Karadeniz’in geniş ölçüde Osmanlı Devleti’nin denetimi altına girmesi sayesinde olmuştur. Beşiktaş Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa döneminde bilhassa denizcilik açısından büyük önem kazandı. Beşiktaş’ın bulunduğu bölge o zamanlar liman olarak kullanılmaya uygun bir koydu. Barbaros Hayreddin, Beşiktaş koyunu Osmanlı donanmasının gemilerini demirlemek için kullandı. Ayrıca burada kendisine bir yalı yaptırarak İstanbul’da olduğu zamanlarda Beşiktaş’ta ikamet etti. Aynı bölgede kendi adına bir cami, bir medrese, bir de sübyan mektebi inşa ettirdi. 1546 yılında vefat ettiği zaman Barbaros Beşiktaş’ta defnedildi. Yaveran Köşkü, Yıldız Sarayı Çırağan Sarayı Levent 17. yüzyılda Beşiktaş koyu doldurulmaya başlandı. Bu bölge padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı. III. Selim bu bölgede batı tarzında yapılar yaptıran ilk padişah oldu. Dolmabahçe’den Ortaköy’e kadar uzanan kıyı şeridinde birçok yapılar yaptırdı ve mevcut olanları genişlettirdi. III. Selim’in kızkardeşi Hatice Sultan için Fransız mimar Melling’e inşa ettirdiği saray İstanbul halkı ve kentte yaşayan Avrupalılar arasında büyük bir ün kazandı. III. Selim sık sık kızkardeşinin sarayına uğramaktan çok zevk alırdı. II. Mahmut da III. Selim gibi Beşiktaş sahillerine büyük ilgi duymaktaydı. 31 yıllık saltanatı süresince resmen Topkapı Sarayı’nda ikamet etmesine rağmen fiilen zamanının büyük bir bölümünü Beşiktaş sahilindeki çeşitli saray ve kasırlarda geçirirdi. II. Mahmut zamanında artık Osmanlı tahtı resmen olmasa da fiilen Haliç’in karşı tarafına taşınmış, Beşiktaş bölgesine yerleşmişti. II. Mahmut’un oğlu Abdülmecit Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirerek bu duruma resmiyet kazandırdı. Bundan sonraki bütün padişahlar Dolmabahçe Sarayı’nın yanı sıra bugünkü Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı ve Çırağan Sarayı gibi çeşitli saraylardan ikamet ettiler. Beşiktaş ilçesi imparatorluğun yıkılmasına kadar Osmanlı tahtına ev sahipliği yaptı. 13 Ocak 1910 tarihinde Türkiye’nin ilk spor kulübü olarak Beşiktaş’ta kurulan Beşiktaş Jimnastik Kulübü hâlen kökü Beşiktaş’a dayanan en tanınmış kurumdur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Kurtuluş Savaşı’nda önce annesi Zübeyde Hanım’ın Akaretler’de bulunan evinde (bugün Akaretler Mustafa Kemal Müzesi) ikamet ettiği bilinmektedir. Cumhuriyetin ilanı ve Ankara’nın başkent ilan edilmesinden sonra Beşiktaş ilçesinin önemi azalmakla birlikte Atatürk’ün yaşamının geri kalan dönemi boyunca İstanbul’a geldiği zaman Dolmabahçe Sarayı’nda kalması nedeniyle Beşiktaş ilçesi önemini biraz olsa korudu. Önceleri Beyoğlu’na bağlı bir nahiye olan Beşiktaş 1930 yılında ilçe yapıldı. Beşiktaş 1930’da ilçe olduğunda 14 mahalleden oluşuyordu. Bu mahallelerden Teşvikiye 1954’te ilçe olan Şişli’nin sınırları içine katılmıştır. 1950’den sonra oluşan yeni yerleşmelerle mahalle sayısı 23’e ulaşmıştır. Beşiktaş’a ilk kez 1956’da ayrı bir belediye şube müdürü atanmış, 1984’te çıkarılan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi Hakkında Kararname ile metropol alan içinde kalan Beşiktaş Belediyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir şubesi olmaktan çıkıp ayrı bir belediye durumuna gelmiştir. Beşiktaş’ın nüfusu 1935-1985 arasındaki 50 yıl içerisinde yavaş ama düzenli bir artış göstermiştir. 1980’lerden itibarense 180 bin-200 bin arasında seyretmiş, neredeyse durağanlaşmıştır. Bunun nedeni ilçedeki konut alanının büyük ölçüde sınır noktasına varmış olması kadar belirli bölgelerin merkezi iş alanı özelliği kazanması, dolayısıyla nüfus sayımlarında esas alınan gece nüfusunun giderek azalma eğilimi göstermesidir. Beşiktaş İlçesi’nin çekirdeğini oluşturan Beşiktaş, Yıldız, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek gibi tarihsel semtler dışındaki yerleşim yerleri 1950’li yıllardan itibaren ortaya çıkmışlardır. 1950’de tarihi Levent Çiftliği arazisi üzerinde bahçeli evler düzeninde başlatılan toplu konut uygulamasıyla Levent mahallesi’nin temelleri atılmış, daha sonra Etiler, Konaklar, Akat, Nisbetiye, Levazım ve Kültür mahalleleri oluşmuştur. 1980’lerden itibaren Boğaziçi kıyısı boyunca uzanan yamaçlardaki koruların imara açılmasıyla Beşiktaş’ın doğal yeşil örtüsü hayli tahribata uğramıştır. Günümüzde tümüyle kentsel alan içinde kalan Beşiktaş’ta Karanfilköy dışında gecekondu yerleşimi yoktur. Coğrafya Beşiktaş İlçesi’nin yeryüzü biçimleri ikili özellik taşır. İlki İstanbul Boğazı’nın biçimlediği kıyı kesimi, ikincisi art bölgeler. Kıyı kesimi denize paralel uzanan yamaçlar biçimindedir. Bu yükseltiler yer yer vadilerle bölünmüş ve hemen her vadi tabanında da bir derenin yatağı oluşmuştur. Art bölgeler ise batıda Beyoğlu platosunun devamı niteliğindeki az engebeli düzlükler ile kuzeyde ve doğuda vadilerin biçimlediği küçük düzlüklerden oluşur. Yükselti eğrisine bir örnek vermek gerekirse Barbaros Bulvarı başlangıcında 1,5 m iken Zincirlikuyu’da 135 m’ye ulaşır.[5] Beşiktaş’ın iklimi doğal olarak İstanbul’un ikliminin bir parçasıdır. Ancak kıyı kesiminde nem oranı daha yüksektir. Akdeniz iklimi ile karasal iklim arasında kalan İstanbul’un bu karma özelliği Beşiktaş’ta da kendini gösterir. Yazları sıcak ve yağışsız, kışları ılıman ve yağışlı geçer. Istanbul Bogazici Ulus view 3690-3699.jpg Yönetim Beşiktaş İstanbul ilinin bir ilçesidir. İl topraklarının Avrupa yakasında yer alır. 1930 yılında Beyoğlu’ndan ayrılarak ayrı bir ilçe hâline gelmiş, Beşiktaş Belediyesi de 1984’te kurulmuştur. 23 mahalleden oluşan Beşiktaş’ta 875 sokak ve cadde vardır, bunlardan 31’i Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğundaki ana arter niteliğindedir.